Yeni bir marka oluşturdun. Çok heyecanlısın. İçin içine sığmıyor. Rakip analizi, SWOT, fırsat maliyeti, makro ekonomi falan yaladın yuttun. Geldin logoya, açtın bir boş sayfa, çizdin elin yettiğince baktın olmadı. Hayaller kağıda sığmadı. O zaman n’apıyorsun? Bizi arıyorsun. Seninle heyecanlanıp seninle mutlu oluyoruz. Hayalini kağıda döküyoruz.
Oturdun dükkanının önünde bir demli çayla beraber komşuna hararetli şekilde dükkanı nasıl büyüteceğini anlatıyorsun. Oradan malı ucuza alıyorum diyorsun, öbür taraftan güzel bir tabela yaparım diyorsun. Alıyorsun kağıdı kalemi eline, baba yadigarı ismine yakışır bir marka hikayesi yazmak istiyorsun. Baktın ki "1923'te kurulduktan öteye geçemedi edebiyatın. Hayaller kağıda sığmadı. O zaman n'apıyorsun? Bizi arıyorsun. Anılarını bize anlatıyorsun, seninle gülüp seninle ağlıyoruz. Markanı kağıda döküyoruz.
Bir sürü KPI birikmiş. İlk çeyrek, son çeyrek derken yılları devirmişsin. Seni bir ajans anlamış, o da yanlış anlamış. Hevesli, inisiyatif alan deneyimli bir ekip ararken saçlarına aklar düşmüş. Oturup Photoshop bile öğrenmek zorunda kalmışsın. Derken müdüründen bir mail geliyor: "Yurtdışına açılacağız, bize şöyle tasarımlar, böyle kataloglar lazım, tanıtım filmleri falan acil hepsini istiyorum." Bu işi kıvırırsan büyük bir terfi seni bekliyor. O zaman n'apıyorsun? Bizi arıyorsun. Hayallerini bize anlatıyorsun, hedeflerini kağıda döküyoruz.
50 senedir duvar rengi bile aynı bir fabrikaya çocukluktan beri gidip geliyorsun. İlk başlarda 5’er 10’ar çıktığın merdivenler artık zor geliyor. Yenilik istiyorsun. Büyümek, herkese duyurmak istiyorsun markanı. Potansiyelini biliyorsun ama cesaretin yok. Alıyorsun kalemi eline, strateji kurguluyorsun. Baktın hayaller kağıda sığmıyor. O zaman n’apıyorsun? Bizi arıyorsun. Hayallerini bize anlatıyorsun, ihtiyacın olan enerjiyi sana veriyoruz. Stratejini kağıda döküyoruz.